27 Ağustos 2022 Cumartesi


 

v’nin maskesi, şüko’nun külahı


ingiliz yazar alan moore ve vatandaşı, çizer david llyod’un yarattığı çizgi roman karakteri v, iki bin beş yılında sinemaya aktarılınca küresel anarşizmin sembolü haline geldi. öyle ki bir önceki yüzyılda duvarlardan, tişörtlere her yerde karşımıza çıkan che guevara’nın pabucunu dahi dama atmayı başardı.


ingiliz eylemci guy fawkes’in yüzünden ilhamla çizilen v’nin maskesi, kapitalizmin de etkisiyle, yirmi birinci yüzyılın en çok bilinen suretlerinden birine dönüşüverdi. gözümüz yok. nitekim başarılı bir karakter yaratımının, toplumda böyle karşılık bulması gayet de doğal. ancak merhum ozan arif’in dediği gibi “davul değil benimki saz, bize de pay düşsün biraz…”


madem aktif eylemci v’nin maskesi böyle beynelmilel bir hal aldı da pasif direnişin simgesi ayrançı şüko’nun külahı niye evrensel bir simgeye dönüşmedi?


sizi merakta koymayayım, en iyisi mi siz sormadan ben anlatayım. yıl bin dokuz yüz altmış, yirmi yedi mayıs ihtilali gerçekleşmiş. yurt sathında olduğu gibi urfa’da da bir korku iklimi hakim. demokrat parti’nin yönetiminde yer alanlar bile, geçmişlerinden duydukları nedameti yüksek sesle haykırmakta. elbette kolay değil, darağacı kuruluyken, kahramanlık yapmak.


menderes’in en büyük destekçilerinden biri de, tükendi nakti ömrüm türküsünde, “elimde bir keşkül, başımda bir külah” mısraıyla tarif edilen yoksulluğun ete kemiğe bürünmüş hali, ayrançı şükrü’dür. bunu bilen bazı demokrat parti muarızları, askerlerin sarayönü’nde devriye attığı sırada, ayrançı şüko’ya kasten sorarlar, “biz halkçıyıyıgh, sen neçisen şüko?”


şüko, bir soranlara, bir de ağzından çıkacaklara kulak kesilmiş askerlere bakıp, külahını şöyle bir düzeltir, sonra da kıvançla bağırırmış, “uyanışlıyam, fenerbahçalıyam, bi de ondanam…” (uyanışspor ekseriyetle urfa’da demokrat partililerin desteklediği mahalli ligde oynayan bir takımmış.) ondanam derken neyi kasttettiğini de herkes bal gibi anlarmış ammavelakin bu zarif pasif anarşizm hamlesi karşısında çaresiz kalırlarmış. 


darbe döneminin güç sahipleri silinip gitse de, ihtilal yönetiminin en katı günlerinde, “ondanam” diye bağıran, ayrançı şüko, benim yeniyetmeliğim sırasında hala hayattaydı. yaz kış başından çıkarmadığı külahıyla kah ayran kah limonata satıp, muhannete muhtaç olmadan yaşadı.


v’nin maskesini bilenler, şüko’nun ve külahının hikayesini hiç duymadı. bunda şükrü amcanın pasif anarşist tutumunun etkisi elbette vardı ama urfa’nın sıcağında bir rehaviden daha fazlasını beklemek de haksızlık olurdu…



efendim, toprağından tarih fışkıran mümtaz memleketimde devam eden on iki tepe kazılarında, geçtiğimiz günlerde leğen benzeri bir nesne bulu...